zm_ndd

Cuma

Kimse Bilmez-Mehmet Güreli

Etiketler:

Pazartesi

"oyunlar oynandı, gökler kapandı, yenildik"*

tüm karakterlerin "kötü" olduğu bir hikâyede yine de taraf olabiliyorsak eğer, ya da yakınlık duyabiliyorsak birden çok tarafa, bu mutlak kötü'nün olmadığının da göstergesidir bir bakıma.
çocukluktan beri bunu düşünürüm sık sık: hayatıma giren "kötü" karakterleri kendi yanlarından/ ya da kendileri için "iyi" karakter oldukları insanların tarafından düşünürüm. ordan bakınca "iyi" hissetmeleri doğaldır.
böyle bir düşüncenin getirisi, yıllardır hikâyemdeki ve başka hikâyelerdeki "kötü"lerin maruz kaldıkları hâllere acımaklı ve iç sızılı bir bakıştır elbette. ancak yine de iki istisnası vardır bu eninde sonunda "iyi" olan "kötü"lerin: işkenceciler ve tecavüz/tacizciler. bu iki grup insan gözümün önünde kurşuna dizilse gözümü kırpmadan seyrederim adeta. ne olursa olsun "kötü"dür onlar. hikâyeleri ne kadar zengin olsa da acıtma materyalleri açısından, yine de sızlamaz içim.
avrupa birliği hakkında olumlu olumsuz görüşlere sahip olabilirsiniz. ama tüm bunlar bir yana, sanırım bu sürecin en önemli getirisi ülkede resmi elden yapılan gayrı resmi işkenceyi azaltması olmuştur. yıllar yılı polisin götürdüğü bir insan gördüğümde onun karşılaşacağı işkence yöntemlerini kurguladım ben. gözaltı kayıp haberleri canımı yaktı hiçbirini tanımasam da uzaktan yakından. artık içim bir parça daha rahat. tedirginlik, korku ve endişe yine var. işkencenin sıfıra inemeyeceğinin bilincinde olmanın getirdiği bir kadercilikle sarmalandım belki biraz da.. belki lanet olası insanız işte eşref-i mahlûkat olamayan. ama biliyorum ki kimse "kötü" değil aslında.


*t. uyar- yenilgi günlüğü-çarşamba

Etiketler:

Çarşamba

"kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan"*

"yaşıyorum yaşıyorum da bitmiyor
bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman"

turgut uyar, ölüme dair konuşmalar'ının 5. bölümünde zaman ile kişinin bu dünyadaki varlığını özdeşleştirirken bir yandan öte taraftan zamanı ağızda bir sakıza benzetmesiyle heidegger'in zamanı akan bir ırmağa ya da ölçülebilen bir şey'e benzetmeye karşı duruşunu da destekler gibi sanki. belki de zamanın özünde olan bir karşı duruşu ortaya çıkarıyor sadece bu dizeler. yaşayıp da bitirilmeye çalışılan bir zamandan bahsediliyor önce: bir süre(ç)'den. belki bu anlamda ölçülebilir bir nitelik atfedilmiş olunuyor zamana. ancak ardından zaman/sakız benzeştirmesi geliyor ki, bu kişiyle birlikte varolma durumuna yöneltiyor bakışı: bir dışardalık/içindelik durumuna ve bu şekilde bir bitirmeye imkan tanımayan bir benzeştirme. saymaca ile tasarladığınız zaman yok oluyor artık orada.


*aynı şiirde, bir önceki dize.

Etiketler: ,