zm_ndd

Cumartesi

yaptığı işten hoşnut insanların kendinden emin hâli yok üzerinde. kendinden konuşmak da o denli gereksiz. o sebepten kaynaklı ki; 'm' diyemiyorsun, 'n' diyorsun. iyi de ne gerek var tüm bunlara, oyun işte kendi'n'le oynarken kendi'leri bulaştırdığın.. topla tüm parçaları. küçük bir oda yeter sana. ancak dikkat et, hiçbir parçayı kaybetme. unutma: kayıp bir parçanın oluşturacağı boşluk bütünün tamamını içine çeker. ve bütünden geriye koca bir dünya kalır. kimsesiz.

Etiketler:

Cuma

çok uzun zamandır evinden ayrı yaşayan bir insanın bu ayrılığının en acı taraflarından biri sanırım kitaplığıyla arasına giren uzaklık ve istediği anda istediği kitabını elinin altında bulamayışıdır. (daha pek çok acı tarafı var ki onları gökyüzüne savuruyorum aklıma her geldiklerinde, tekrar üzerime yağıyorlar sonra.)
alttaki postu postaya verdikten bir gün sonra kitaplıkla buluşmamızda perec'in yaşam kullanma kılavuzunu elime aldım. yap-boz sanatı/felsefesinden bahseden öndeyişten bir sayfa okudum. ve şu notu düşme gereksinimi duydum: anlamın ortaya çıkarılmasından kastım, parçaların oluşturacağı bir anlam değil, zaten 'olan' bir anlamın parçalanmışlığı ve dağılmışlığıyla ilgilidir. evet, parça bütünü belirlemez ve bütünden önce var olmamıştır.
"bir yapboz parçasına 3 gün bakıp, onun görünüşü ve rengiyle ilgili tüm bilgilere sahip olduğunuzu sanırsınız, oysa bir milim ilerleme kaydetmemişsinizdir bu alanda: bu parçayla öteki parçalar arasında ilinti kurmaktır sözkonusu olan...... yapboz parçalarını tek tek ele almanın hiçbir anlamı yoktur..."

Etiketler:

Salı

parçaları birleştirmek anlamın ortaya çıkarılabilmesi için şart, ancak kalabalıktan parçalar görünmüyor olabilir. dağınıklıktan da olabilir bu.

Etiketler: