zm_ndd

Perşembe

Borges ile Düşde

ferit edgü
"Mutfağa gittim. Çaydanlığa su koydum. Kaynattım. Fincanın içine bir parça tarçın kabuğu ile şeker koydum, getirdim.
Fincanı eline verdiğimde, Borges,
Ne kadar çabuk, dedi. Her şey ne kadar çabuk, gözler gör­mediğinde.
Fincanı, dudaklarından önce, burnuna götürdü. Derin bir so­luk aldı: Ne güzel bir koku. Biliyor musunuz, düşlediğinize göre kuşkusuz biliyor olmalısınız, göz görmediğinde, burun kokuyu daha iyi alıyor.
Hayır, bilmiyordum, dedim. Ayrıca, göz görmediğinde, za­man da geçmez gibime gelirdi, dedim.
Demek insandan insana değişiyor, dedi. Her şey gibi. Ama zaman, körler için de, görenler için de aynıdır sanırım, yanılıyor muyum? (Bir an durdu. Sonra:) Çünkü zaman görülmez.
Küçülmüş, ufacık olmuş, dağılmıştım.
İyi ki gözleri görmüyor, dedim kendi kendime.
Ve, gözleri görmeyen bu adamı orada bırakıp, ayaklarımın ucuna basa basa kaçmayı düşündüm. "

öykünün tamamı

Etiketler: