zm_ndd

Salı

saatin hep 12'yi gösterdiği bir dehlizde ışığı ararken, ışığı tamamen yitiren bir adamın öyküsü. bir mısra vardı, şairini şuan hatırlamadığım: "Tanrım alışma ile cezalandırma beni" gibi bir şeydi. belki de tıpkı böyleydi. bu öykü de alışmaya dair aslında ve belki de alışmanın kimi zaman insan hayatında bir cezaya dönüşmesinin örneği..

"Yoruldu bir ara, saatine baktı, on ikiyi gösteriyordu. Öğle vakti çoktan geçmişti bu yola girdiğinde. Gece yarısı olamazdı, o kadar da yürümemişti. Hem ileride, çok ileride, gene cansız bir ışıma belirir gibiydi. Ayna da olsa, gene gün ışığını yansıtıyordur, diye düşündü. Ama yürüyecek hali yoktu. Oturdu. Taban soğuk değildi burada. Hava da ılık gibiydi.
Silkinerek uyandı. Biri dürtmüş gibi. Bakındı. Uykunun karanlığından sonra ortalık daha bile seçilir olmuştu Saatine baktı. Hâlâ on ikiyi gösteriyordu ama işliyordu Kurmağa kalktı. Kurgusu bitmek şöyle dursun, yeni kurulmuş gibiydi. Kalktı, yürümeğe başladı."
bilge karasu,
göçmüş kediler bahçesi,
"dehlizde giden adam"

Etiketler: ,