zm_ndd

Pazartesi

karşısına geçmek için beklediğin ır(a)mak arkanda kaldı. ırmaksın, ıramaktan gelen. 'yok' dedin önce, 'geçemem bu suları'. yükseldi ırmak, genişledi toprağına doğru. ayaklarına değdi. ıramak için karar vermeliydin. bırakmak için kendini ırmağa ya da koşmak için gölgelerin hep bilegeldiğin tanıklığına. itiraz etmeyişinle bildi ırmak. aldı seni. taşırmadan taşıdı uzaklara. "karşı"dasın o "şimdi" anda. ansızın şimdi. şimdisiz anda. ardında bir ırmak kaldı. belki kandın ırmağa. yüzyıllardır sürüyor belki şimdisiz anlar; bir o "karşı"sında bir bu "karşı"sında ırmağın. hep ıramak için, hep karşıya ulaşmak için. belki hep yitirdiklerinle doldu bu ırmağın suları. belki gölgeler bedensizdi topraktan yükselirken gün'e. belki hiç olmadı senin doldurmadığın bir ırmak. şimdi "karşı"dasın. bir daha ardına bakma. ırmak geride kaldı.

Etiketler: