zm_ndd

Cuma

yazın en sıcak günlerinden birinde, ülkenin en sıcak kentlerinden birinde doğmuş olmama rağmen hiç sevmedim yaz'ı. yaz öldürücü etkisini hissettirmeye başlamışken vücudumda kendimi onarma sürecine girdim; eşzamanlı. onarabiliyor muyum yazın getirdiği hissizliği; orası şüpheli.. ancak yaktığım sigaradan tutun da yürüdüğüm sokaklara okuduğum kitaplara izlediğim filmlere dokunduğum kuytulara kadar işliyor bu isteksizlik. sadece, müzik etkilenmedi bu huzursuzluktan. tekrar tekrar dinliyorum: therion. arada başka şarkılar, başka grupların başka şarkıları gelip geçiyor kulaklarımdan ama kalan hep therion. ona en çok yaklaşabilen Haggard oldu; benzerini, varsa daha iyisi onu bulma çabalarımdan. belki de durmak lazım fazla aramadan; aşmaya araştırmaya ne hacet. pinhani diyorsunuz arkadaşlar; tamam iyiler hoşlar, samimi çocuklar ama sanki 10 yıl öncesinin (taklidi değil kesinlikle) tekrarılar. ışığın yansıması, kumdan kaleler, mor ve ötesi, düş sokağı sakinleri (vb.) ne yaptıysa 10 yıl önce, onu, o ayarda ve onlara ulaşamadan yapmışlar. af buyurun ama, yeterince özgünlükten ve güçlü bir müzikaliteden yoksunlar. ancak belirtmeliyim ki, günümüzün kıyısından köşesinden popüler(imsi) rock'ımsıları için iyi sayılırlar ve tekrar söylemeliyim ki samimiler. ha bir de müzikal güçleriyle değil de vokaldeki özgünlükleri ve hoşluklarıyla -dinlenesi- (özelde "kırmış kalbini"si) duman var.

Etiketler: ,