zm_ndd

Cumartesi

do you think the..

ben kelimenin tam anlamıyla paranoyağım. evin diğer bölümlerinden sesler geliyor kulağıma. aslında ben kulaklarımı dikip (est), zorluyorum kendimi sinsi hareketlerin sinsi sesini duymak için. olmayan sesleri... kimi zaman bir cesaret, hızla çıkıyorum odadan: kendime korkmuyormuşum numarası yaparak; birer birer ışıkları yakıp en uca kadar varıyorum. bir balkon, bir kapı, bir pencere kontrol edip rahatlamış ama korkuyu tamamıyla atamamış olarak dönüyorum odaya. ben evime hırsız girmeden önce zaten pimpirikliydim sesler konusunda. şimdi yaşanmış bir olay var ve ben hâliyle çok daha fazla kuruntulu ve kurguluyum. kafamı kapıdan uzatıp duruyorum sürekli, iyi mi. sanki adamla(?) gözgöze-burun buruna gelince ne olacaksa... hani yenmek adına korkuyu. sigaram da 1 tane kaldı, bu yüzden elden geldiğince geciktiriyorum yakmayı. yalnız nasıl kasılmış bir durumdayım şuan, bilemezsiniz. yazıyorum ama diğer taraftan kulağım ses kolluyor. işin kötüsü duyduğunu sanıyor. masa lambasını yaktım hemen, bilgisayarın ışığı belki burada bir uyanık olduğunu farkettirmez diye. bilsin burda birisinin ayakta olduğunu da bu odaya girmesin işte. ben farketmemiş gibi yaparım. (yapar mıyım?) sokağa bakan balkonun kapısı açık kalmışmış. bu sıcakta kapı pencere kapatıyoruz. son sigaramı balkonda içmek istiyorum, peki ben balkondayken odaya girerse ve ben içeri girdiğimde o'nunla yüzyüze gelirsem! off karnım ağrıdı yeter ben odadan çıkıyorum, şöyle bir arzı endam edeyim. gürültü olsun ses olsun ışık olsun. olsun.
ha bir de tıklayalım burn one down'a yandan, hareket olsun. Ben harper - jack johnson ikilisi huzurlarımızda. niye çoğul. huzurumda. cause im gonna burn one down
bitti bil'e-sin. sigara kokuları geliyor. ben hâlâ çıkamadım odadan. metallicaya geçtim, misery.
sözlere bakar mısınız; hearing only what you want to hear.. eh her nekadar kastettikleri benimki gibi bir durum olmasa da kelimeleri metaforun anaforundan çıkarıp, gerçek anlamlarıyla kendim için kullanabilirim. nedir şiirde -beni kabul ettiğim- kaide: şiir ortaya çıktığı andan sonra şairin değildir artık(anlamsal). şairin dediği değil okurun bulduğudur anlam. -hoş zaten bu da bir şiir değil, lyric- lyricten şiir olmaz mı? olur mu? oluru olmazı yok bu işin. of aman lyric işte, yeter ortalık güvene kavuştu gibi. müzik sesleri yok etti. "hareket olsun" dedim ve hareketlendi dünya. ben tanrı değilim. ama ondan bana geçen bişeyler var sanki, ha? eh bir yanda babaoğulkutsalruh, öte yanda enelhak kanbağımız var biraz. biz insanların yani.. hepimizin. size bir sır vereyim mi, hani ruhumuz var ya bizim, hah o; yok aslında. ruh yok. ruh diye bişey yok. başka bişey diye bişey var ama o başka şeyin adını bilmiyorum. öğrenirsem onu da söylerim.

bu yazı savruk ve dağıtmış bir yazı oldu, farkındayım. affınıza sığınıyor huzurlarınızdan çekilyorum. rahatsız olduysanız hemen silerim. yarın silerim.

Etiketler: ,