zm_ndd

Pazartesi

bir yerde mahsur kalmışsın. içeridesin. dışarıyı göremiyorsun. belki birileri geçer-geçiyordur, böyle bir olasılık var ama göremediğin için bilemiyorsun. bu ihtimale güvenerek-zaten güvenecek başkaca birşeyin yok- yardım istiyorsun dışarıya sesini duyurmaya çalışarak. belki sesin hiç ulaşmıyor dışarıya, belki ulaşıyor da dışarıda kimse olmadığı için fayda etmiyor belki de o sırada oradan geçen biri duyuyor yardım çığlıklarını... ya geçip gidiyor ya da durup sese yöneliyor. birşeyler yapmaya çalışıyor.. sana yardım etmek için uğraşıyor. belki gerçekten de elinden gelen birşey olmuyor dışardakinin, belki epeyce uğraşması gerektiği için vazgeçiyor, yüklenemiyor seni. belki de uğraşıyor ve sonunda sana yardım ediyor. ama sen sadece sesleniyorsun bir ihtimali düşleyerek.
böyle bir şey kimi zaman yaşadığın.

bir terslik var hissediyorum. birşeyler dönüyor vücudumda. son zamanlardaki kabuslarım geçen gün yazdığım cümleyi neshettiriyor bana: rüyayı bitirmeden uyandığı için şükrediyor bazen insan. gözlerimdeki damarlar ağrıyor. gece boyu sancılar dolanıyor karnımda. bazen ellerimi durduramıyorum, kendini kaybediyor titremekten. ayaklarım ellerim tutmaz oluyor, içten bir titremeyle. tüm bunlara karşı tek istediğim eğer varsa kötü şeyler vücudumda, bunları mümkün olduğunca geç teşhis etmek.. "erken teşhis hayat kurtarır" ben o erken teşhislerin beni götüreceği tedavi saçmalıklarını kaldırabilecek bir insan değilim. ben hayatı kaldıramadım ki, hayatla beraber bedenime yüklenecek bir ton ilacı içime doldurayım. bilmiyorum.

Etiketler: