zm_ndd

Salı

amaaaan zaman

yaşıtlarım benim bölgemi terkedeli epey zaman oldu. hemen hepsi yeni yeni sıfatlar kuşandılar ve onların bu yeni kuşanılmış libas ve sıfatları benim bölgeme girmelerine pek imkân tanımıyor ne yazık ki. her me(a)kan(m)'ın kendi kuralları var; girdin mi çıkamıyorsun kolay kolay. büyümenin alametlerinden sıfatlanmak. biz "ne iş olsa yaparım"cılarsa, sokak çocukları misali hayatın; girip çıkıyoruz o mekandan bu makama. bir süredir üniversite öğrencileri ve hatta zaman zaman da lise öğrencileriyle takılıyorum. bugün beraber birkaç saat geçirdiğim; mizah dergisinin sayfalarını beraber karıştırıp, oyunlar oynadığım lise son sınıf öğrencisi kız bana "...... abla, sen kaç yaşındasın?" diye sordu. ve tahmin olarak da 20-21 sayılarını sundu.tabii ben "ehe öhö, iltifat ediyorsun şekerim" gibi içinden alçakgönüllülük içeren duygular taşan cümleleri dizdim arka arkaya. hoşuma gitmez mi, hem de nasıl. dedim "oooooo, yaş gelmiş otuza sen iltifat etmiyosun dalga geçiyosun hatta. şunun şurasında ne kaldı otuza!"
efendim anlaşılacağı üzere (anlaşıldı mı acaba) benim yaşımla hiçbir sorunum yok. benim sorunum benim yaşımdan beklentileri olanlarla. benim sorunum zamanın öçülüp biçilip kesilip dikilip, doğum günü adı altında sürekli yenilenen yaftalarla, sırtımıza asılmasında. yaş umrumda değil ya, umrumda olmasa da, yaşlandıkça yüklenemez oluyorsunuz sokaklar boyu ayaklarınıza.

edit: yazıya göz attığımda bir doğum günü yazısı gibi değerlendirilmeye müsait olduğunu farkettim. not düşüyorum, bugün benim doğum günüm değil. bugün benim tanıdığım hiç kimsenin doğum günü değil.

Etiketler: ,