zm_ndd

Cuma

"gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda"*

hadi ordan psişen hallerle pisleşen bünye... iki arada bir uçurumda yitip gitmek mi niyetin? dante'nin ilahi ve ilahî komedyasında cehennemden bir kareyi sahnelercesine titreşip duran ve ayrıca yitişip duran onca meçhul ve mecmu ruh, fobilerini azdırmaz mı senin? agorafobini, oklofobini, ksenofobini, antropofobini, aslında rantofobini... hı, azdırmaz mı?

edip cansever'den bir şiir, iyi gelir. gelmiyor lakin. almıyorsun eline kitabı.
yeniden okumalara açıksın sadece. yeni okumalar lazım belki, değiştiren kelimeleri..
oysa yeniden bile okuyamıyorsun. kuru kelimelere tutunmaya çalışıyorsun. manyak bir halde saatlerce kelimatörde kelime topluyor-kuruyor-yazıyorsun. dakikalarca ekana bakıyor ve hiçbirşey yapmadan kalkıyorsun. gözalıcı renlerde kekler yapıp onları bön bön seyrediyorsun.
sonra yine kelimatör oynamak üzere koltuğuna çivileniyorsun.
"iç"ini bir mulukwausi**'ye kaptırmış; beyninden, gözünden, gönlünden olmuş bir trobriand yerlisi misali kendini kaybediyorsun.
bir edip cansever şiiri iyi gelir; seni kendine getirir. kendini sana getirir. ama yok işte, okumuyorsun.

belki yarın?

*e. cansever, ben ruhi bey nasılım, ilk dize.
**mulukwausi: trobriand yerlilerinin kötülüğün kaynağı olarak gördükleri ruhların en kötüsü. insanın içini (organlarını) çalan bir cin ya da ruh. zamanında müdahale edilmesi zor ancak imkansız değil. geç kalındığında insan ölüyor.

Etiketler: