zm_ndd

Cuma

kar sarhoşluğu... yavaş yavaş ayılıyor muyum ne?

geçenlerde buraya yazdığım borges'in "gizli mucize" adlı öyküsüyle örtüşen bir alıntı daha...
alıntı aslında mahabharata'dan ancak elimde 2000 yılında edindiğim, hemen okuduğum ve bir daha okuma fırsatı bulamadığım "zamanların sonu üstüne söyleşiler"var. 3 gazeteci yazar- catherine david, frederic lenoir, jean-philippe de tonnac-'ın 4 farklı -ve önemli- isim/aydınla(jean-claude carriere, jean delumeau, umberto eco, stephen jay gould) yaptıkları söyleşilerden oluşuyor. tekrar okuma ihtiyacı en basitinden, kronik unutkanlığımdan kaynaklanıyor. göz gezdirince unutkanlığımın daha çok farkına varıyorum. buraya aktarma vesilesiyle bu kitapla olan ilişkimi ve alışımı da güçlendirmiş olacağım.

alıntılanacak çok paragraf, cümle, anlatı v.s. var kitapta. bu jean-claude carriere'in söyleşisinden, onun konuşmasından bir bölüm. jean-claude carriere bu kitapta mahabharata'daki söz konusu öyküyü anlatmış. kendisi özellikle edebiyat ve tiyatro yazarı. edebiyat ve tarih öğrenimi görmüş bir aydın.

"zamanın üstesinden nasıl gelebiliriz, içinden nasıl çıkabiliriz, zamanla nasıl oynayabiliriz? mahabharata'dan alınma bir öykü bu deneyimi örneklendirebilir. bir usta ve çırağı kırda yürümektedirler, bir ağacın altında dururlar. hava sıcaktır, otururlar. usta, çırağına, "orada bir kuyu görüyorum. bana biraz su getirebilir misin" der. genç çırak, beşyüz metre ilerideki kkuyuya gider. genç bir kıza rastlar. birbirlerinden hoşlanırlar. konuşmaya başlarlar. genç kız yakındaki köyde oturduğunu söyler. delikanlı, kıza testisini taşımayı önerir. köye kadar giderler. öykü ilerledikçe zamanın görünmeye başladığı anlaşılmaktadır. genç kız, delikanlıyı ailesine tanıtır. yemeğe davet eder. vakit geç olmuştur. gece kalmasını önerirler. kalır. genç, kızla çok hoş vakit geçirmektedir. sonraki günleri de onunla geçirir. sonunda evlenirler. delikanlı köyde çalışmaya başlar. çocukları olur. sonra kızın anne babası ölür: yaşam son derece olağan bir biçimde sürmektedir, derken günün birinde delikanlı birden... su getirmeye gittiğini anımsar! karısının saçlarına aklar düşmüştür bile. ağacın altında bekleyen ustasına su götürmesi gerektiğini anımsar. aceleyle köyü terk eder, bir çanak su alır ve altında ustasının olduğu ağaca gider ve orada kendisine şunu söyleyen ustasını bulur: "neyse... beni bekleteceksin sandım." belki de herşey, genç kızla bakışmalarının gerçekleştiği anda olup bitmişti. tüm bir yaşam. peki bu yaşam gerçekten yaşandı mı?"

Etiketler: ,