zm_ndd

Perşembe

bir ayraç da buraya...


bu kitap 1999 yılında, doğum günümde hediye edilmişti. tam 6 yıl olmuş. o zamandan beri sürünüyor elimde. keşke elimde süründüğü bu zaman zarfında dilimde ve beynimde de sürünebilseydi.
garip bir şekilde okutmadı kendini. okuyamadım niyeyse. yok yok alsında biliyorum niye olduğunu; çevirisini sevmedim ben bu kitabın. çeviri size uymuyorsa boşa gidiyor işte koca kitap. halbuki okumayı çok istemiştim. yine de bir süre sonra alıyorsunuz işte elinize, yaw ben bu kitabı niye okumadım ki deyip. insanoğlu çabuk unutuyor herşeyi. en çabuk da acılarını unutuyor aslında ya konumuz değil bu. tekrardan okumaya başlayınca hatırlıyorsunuz bu kitabın nasıl olup da okunmadan kalabilmiş olduğunu. sonra yine aynı şeyler işte 6 yıl boyunca... neyse, okumuşum 20-30 sayfa kendimi kasa kasa, bari en elle tutulur kısmından ayraç koyayım bir yerine. buyrun:

"...kent de bunun için vardır (insanoğlunun hiçbir zaman yitip gitmemesi için); her köşesi gelişmiş bir kayıp bürosu olan bu kentte insanoğlu acı çekebilir, ölebilir, ama istese bile yitip gitmez; çünkü bin, onbin, yüzbin çift göz onu sınıflandırır ve yerine yerleştirir, onu tanır ve kucaklar, ona bir kimlik verir ve onu kurtarır; tam yitip gittiğini sandığı anda kendi doğal yerinde bulunmasını sağlar; cezaevinde, kimsesizler yurdunda, karakolda, akıl hastanesinde, acil servis ameliyathanesinde; insanoğlu artık -buralarda- halktan değildir... "

Luis Martin-Santos
Sessizlik Zamanı
YKY Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar Dizisi